Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi
Çocuk Eğitimi Uygulama ve Araştırma Merkezi

Çocuk Haklarının 4. Maddesi: Hakları Gerçekleştirmek

Çocuk Haklarının 4. Maddesi: Hakları Gerçekleştirmek

Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme’nin 4. maddesi, taraf devletlere açık bir yükümlülük getirir:

“Devletler, bu Sözleşme’de tanınan hakların uygulanması için tüm uygun yasal, idari ve diğer önlemleri alır. Ekonomik, sosyal ve kültürel hakların gerçekleştirilmesi için mevcut kaynaklarının azamisini kullanır ve gerekirse uluslararası iş birliğinden yararlanır.”

Bu madde, çocuk haklarının yasal düzeyde tanınmasının yanı sıra, ekonomik ve politik düzeyde hayata geçirilmesi için devletlerin aktif sorumluluğunu tanımlar.

Devletlerin yükümlülüğü yalnızca yasa çıkarmakla sınırlı değildir; bu yasaların etkili biçimde uygulanmasını, çocukların yaşam koşullarında somut bir iyileşme yaratılmasını gerektirir. Ruggiero (2022), bu yükümlülüğü dört temel başlıkta özetler: yasal önlemler, yönetimsel yapılanmalar, eğitim ve kapasite geliştirme ve bağımsız denetim. Kilkelly (2019) ise “Çocuk hakları, yalnızca yasalarla değil, toplumun değerlerinde kök saldığında gerçek anlamını bulur.” sözleriyle çocuk haklarının kalıcı bir hale gelmesi için hukuki bir süreç gerektiği gibi, kültürel bir dönüşüm gerektiğini de belirtir. Bu yönüyle Madde 4, hem devlet yönetimine hem de toplumun tüm kesimlerine ortak bir çağrı niteliği taşır.

Madde 4’ün en önemli boyutlarından biri, devletlerin mevcut kaynaklarının en üst düzeyde çocukların refahı için kullanılmasını öngören yükümlülüktür. Arts (2014), bu ilkenin hem esneklik hem de hesap verebilirlik içerdiğini vurgulayarak, çocuklara yapılan yatırımın bir tercih değil, bir sorumluluk olduğunu; ekonomik koşulların bu yükümlülüğün ertelenmesine gerekçe olamayacağını belirtir. Doek (2009) da benzer biçimde, bu sorumluluğun bütçe politikalarıyla doğrudan bağlantılı olduğunu ifade eder; bir ülkenin çocuklara ayırdığı kaynak, çocuk haklarına verdiği değerin en somut göstergesidir. Ancak gelişmekte olan ülkelerde bu ilkenin uygulanması, çoğu zaman kaynak yetersizliği, yoksulluk ve siyasi istikrarsızlık gibi etkenlerle sınırlı kalmaktadır. Çocuk haklarının kalıcı biçimde korunması, dışsal yardımlardan ziyade ülkelerin kendi politik iradesi ve sahiplenme bilinciyle güçlenir. Bu da çocuk haklarının yalnızca uluslararası raporlarda değil, ulusal strateji belgelerinde, bütçe önceliklerinde ve kamusal karar süreçlerinde görünür hale gelmesi gerektiğini ortaya koymaktadır (Onyango & Lynch, 2006).

Madde 4, çocuk haklarının bireysel düzeyin ötesine geçerek toplumsal bir sorumluluk alanı oluşturduğunu vurgular. Bu madde kapsamında eşitlik, kültürel çeşitlilik ve yerli toplulukların hakları da devletlerin yükümlülükleri arasındadır. Blackstock ve arkadaşlarının (2020) Kanada ve Avustralya örnekleri üzerinden yürüttüğü araştırmalar, çocukların korunmasında kültürel kimliğin temel belirleyici olduğunu göstermektedir. Çocuğun yüksek yararı, bireysel refahın yanı sıra topluluğun esenliğini de içerir; çocukların kendi kültürel bağlamlarında desteklenmesi, bu yararın doğal bir parçasıdır. Bu yaklaşım, Madde 4’ün “uluslararası iş birliği” ilkesini yalnızca ekonomik sorumlulukla sınırlamadan kültürel duyarlılık, yerel bilgi ve topluluk temelli yaklaşımlarla zenginleştirir.

Çocuk haklarının korunması yalnızca yasal düzenlemelerin yapılmasıyla sınırlı kalmamalıdır. Sloth-Nielsen (2018), devletlerin çocuk haklarını etkin biçimde yaşama geçirebilmeleri için düzenli izleme, değerlendirme ve kamuya hesap verme mekanizmalarını güçlendirmesi gerektiğini belirtir. Lansdown vd. (1996) ise çocuk haklarının sürdürülebilirliğinin hükümetlerin yanı sıra çocuklarla çalışan tüm kurumların ortak sorumluluğuna dayandığını vurgular. Bu çerçevede, eğitimcilerden sosyal hizmet uzmanlarına, yerel yöneticilerden sivil toplum kuruluşlarına kadar herkes, çocuk hakları kültürünün yaşatılmasında önemli bir rol üstlenir.

Sonuç olarak Madde 4, devletlerin yasa koymanın ötesinde, çocuğun yaşam hakkını koruma, destekleme ve güçlendirmegörevini üstlenmesini gerektirir. Darko ve Dejan (2023), çocuk haklarının kalıcı biçimde yaşama geçirilmesinin güçlü bir siyasal irade, toplumsal adalet anlayışı ve çocukların sesine değer veren bir yönetişim kültürüyle mümkün olacağını belirtir. Her çocuğun potansiyelini gerçekleştirebildiği bir toplum, bu ortak sorumluluğun en anlamlı göstergesidir.

Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme, 1989 yılında kabul edilerek tüm dünyada çocukların haklarının güvence altına alınmasını hedeflemiştir. Ancak Türkiye Cumhuriyeti, bu anlayışı çok daha erken bir dönemde, kuruluş felsefesine dâhil etmiştir. Atatürk’ün çocuklara verdiği değer, yalnızca sevgiyle sınırlı değildir; bu yaklaşım, devletin çocuklara karşı taşıdığı ahlaki ve kamusal sorumluluğun da ifadesidir. Onun vizyonunda çocukların eğitimi, sağlığı, mutluluğu ve iyi olma hâli bir ulusun ilerlemesinin temel koşuludur. Çocuk haklarına dair sözleşme yürürlüğe girmeden çok önce, Atatürk çocuğu koruyan, eğiten ve geleceğe hazırlayan bir devlet anlayışının temellerini atmıştır.

Bu miras, bugün de Madde 4’ün ruhuna yön veren en güçlü ilham kaynağıdır.

Kaynakça 

Arts, K. (2014). Twenty-Five Years of the United Nations Convention on the Rights of the Child: Achievements and Challenges. Netherlands International Law Review, 61, 267-303 https://doi.org/10.1017/S0165070X14001272

Blackstock, C., et al. (2020). Indigenous ontology, international law and the application of the Convention to the over-representation of Indigenous children in out of home care in Canada and Australia. Child Abuse & Neglect, 110, 104587.https://doi.org/10.1016/j.chiabu.2020.104587

Golic, D., & Logarusic, D. (2023). Child rights: International standards and their implementation in the legal system of Republic of Serbia. Law Theory & Prac., 40, 34-56. https://doi.org/10.5937/ptp2302034G

Doek, J. (2009). The CRC 20 years: An overview of some of the major achievements and remaining challenges. Child Abuse & Neglect, 33, 771-782. https://doi.org/10.1016/j.chiabu.2009.08.006

Kilkelly, U. (2019). The UN convention on the rights of the child: incremental and transformative approaches to legal implementation. The International Journal of Human Rights, 23(3), 323-337, https://doi.org/10.1080/13642987.2018.1558974

Lansdown, G., Waterston, T., & Baum, D. (1996). Implementing the UN Convention on the Rights of the Child. BMJ, 313(7072), 1565-1566. 

Onyango, P. & Lynch, M. (2006). Implementing the right to child protection: a challenge for developing countries. Lancet, 367, 693–694. 

Ruggiero, R. (2022). Article 4: States Parties’ Obligations. In: Vaghri, Z., Zermatten, J., Lansdown, G., Ruggiero, R. (eds) Monitoring State Compliance with the UN Convention on the Rights of the Child. Children’s Well-Being: Indicators and Research, vol 25. Springer, Cham. https://doi.org/10.1007/978-3-030-84647-3_41

Sloth-Nielsen, J. (2018). Monitoring and Implementation of Children’s Rights. In: Kilkelly, U., Liefaard, T. (eds) International Human Rights of Children. International Human Rights. Springer, Singapore. https://doi.org/10.1007/978-981-10-3182-3_2-1

 

Dr. Öğr. Üyesi Sezen ÇİÇEK APAYDIN

10.11.2025