Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi
Çocuk Eğitimi Uygulama ve Araştırma Merkezi

Çocuk Haklarının 9. Maddesi: Ebeveynlerle Birliktelik

Çocuk Haklarının 9. Maddesi: Ebeveynlerle Birliktelik

Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme’nin 9. maddesi, her çocuğun ailesiyle birlikte yaşama hakkını güvence altına alır. Bu maddeye göre çocuk, ancak kendi güvenliği veya yüksek yararı gerektirdiğinde ebeveynlerinden ayrılabilir. Aile, çocuğun temel güven, bağlanma ve kimlik gelişimi için birincil ortamdır ve ayrılık ancak son çare olarak değerlendirilmelidir.

Araştırmalar, aileden kopuşun çocuklarda derin duygusal yaralar açtığını göstermektedir. Bülow ve Lindblom’un (2025) çalışması, çocukların ayrılık süreçlerinde yoğun korku, belirsizlik ve kimlik karmaşası yaşadığını; pek çoğunun bu süreci kontrolünü kaybetme olarak algıladığını ortaya koyar. Bu nedenle Madde 9, aile bütünlüğünün korunmasını çocuğun duygusal ve psikolojik iyilik hâlinin bir parçası olarak görür.

Aileden ayrılma kararı yetişkinler tarafından alındığında, çocuklar çoğu zaman sürece dâhil edilmemekte ve görüşleri sorulmamaktadır. Oysa Sözleşme, çocuğun kendi hayatını etkileyen kararlar hakkında görüş bildirme ve bu görüşün dikkate alınmasını zorunlu kılar (Madde 12). Margaletić ve Preložnjak (2024), çocukların katılım hakkı tanınmadığında, alınan kararların çoğunun çocuk yararı ile uyumlu olmadığını vurgular. Ayrılık sürecinin çocuğa açıklanması, çocuğun güven duygusunu destekleyen önemli bir adımdır.

Madde 9 yalnızca ayrılığın koşullarını değil, ayrılık sonrası aile ilişkilerinin korunmasını da düzenler. Çocuk, ebeveynleriyle düzenli temas kurma, iletişim kurma ve bağlarını sürdürme hakkına sahiptir. Panelius’un (2025) bulguları, çocukların aile bağlarını korumanın, sosyal benlik algıları ve duygusal dayanıklılıkları açısından belirleyici olduğunu göstermektedir. Ayrılığın zorunlu olduğu durumlarda bile çocukların ebeveynleriyle bağlarının kopmaması, çocuk koruma sistemlerinin temel ilkesidir.

Devletlere düşen sorumluluk, yalnızca zararlı durumlarda müdahale etmek değildir; aynı zamanda aileleri destekleyerek ayrılık ihtiyacını önlemektir. Draghiçi ve arkadaşları (2013), koruyucu bakım sistemlerine aşırı güvenen ülkelerde aile destek hizmetlerinin zayıf kaldığını, bunun da gereksiz ayrılıklara yol açtığını belirtir. Sosyal destek, ekonomik güçlendirme ve ebeveynlik programları, aile bütünlüğünü korumada etkili araçlardır. Ayrıca madde, çocuğun kimliğiyle bağlantılı aile ilişkilerinin korunmasını da içerir. Besson (2007) ve Whalen (2022), çocukların aile geçmişini, kültürel köklerini ve ilişkilerini bilmesinin kimlik gelişimi için hayati olduğunu vurgular. Kötü kayıt sistemleri, ayrılık sonrası aileyle yeniden birleşmeyi zorlaştırmakta ve bazı çocukların kimliğine erişimini engellemektedir. Bu durum, uzun vadede hem duygusal hem de hukuki hak kayıplarına yol açmaktadır.

Bazı çocuklar için aileden ayrılma yeniden travma yaratabilir. Adewumi ve Olatunbosun’un (2015) araştırması, özellikle düşük gelirli bölgelerde çocukların ailelerinden alınma sebeplerinin çoğunun koruyucu tedbir gerektiren risklerden değil, yoksulluktan kaynaklandığını göstermektedir. Oysa yoksulluk bir risk faktörü olsa da, tek başına çocuğu ailesinden ayırma gerekçesi olamaz. Bu da Madde 9’un sosyal adalet boyutunu ön plana çıkarır.

Sonuç olarak, Madde 9 çocuğun ailesiyle bağını koruyan, ayrılığı zorunlu kılan durumlarda bile çocuğun duygusal bütünlüğünü önceleyen kapsamlı bir hak maddesidir. Devletlerin görevi, aile ayrılığını son çareye dönüştürmek, çocukların sesine kulak vermek ve çocuğun kimliğini oluşturan bağları korumaktır.

 

Kaynakça

Adewumi, A., & Olatunbosun, A. (2015). Child’s rights without cultural identity: A mirage?. The Justice Journal a Journal of Contemporary Legal, 7, 116-137. https://ssrn.com/abstract=3758793

Besson, S. (2007). Enforcing the child's right to know her origins: Contrasting approaches under the convention on the rights of the child and the European convention on human rights. International Journal of Law, Policy and the Family, 21(2), 137-159. https://doi.org/10.1093/lawfam/ebm003

Bülow, W., & Lindblom, L. (2025). Parental Imprisonment and Children's Right Not to Not Be Separated from Their Parents. Journal of Applied Philosophy, 42(3), 741-757. https://doi.org/10.1111/japp.12757

Draghici, A., Didea, I., & Duminica, R. (2013). The right of children to know their parents-a constitutive element of the child's identity. Acta U. Danubius Jur., 9, 115.

Magnusson, E. (2019). Children’s rights and the non-identity problem. Canadian Journal of Philosophy, 49(5), 580-605. https://doi.org/10.1080/00455091.2018.1463798

Margaletić, A. Č., & Preložnjak, B. (2024). Challenges of Protecting the Rights of Children and Parents When Separating a Child from the Family. EU and comparative law issues and challenges series (ECLIC), 8, 515-536. https://doi.org/10.25234/eclic/32290

Panelius, K. (2025). Children’s Right to Identity in International Armed Conflicts: The Case of Ukrainian Children Being Forcibly Transferred by Russia. https://www.doria.fi/handle/10024/192669

Whalen, C. (2022, January). Article 9: The Right Not to Be Separated from Parents. In Monitoring State Compliance with the UN Convention on the Rights of the Child (p. 125). https://doi.org/10.1007/978-3-030-84647-3_14

 

Dr. Öğr. Üyesi Sezen ÇİÇEK APAYDIN

15.11.2025